17 Nisan 2011 Pazar

ÖYT ÖZET

ÖĞRETİM MODEL VE STRATEJİLERİ ÖZET BİLGİLER


MODEL-STRATEJİ
KULLANIMI
ÖZELLİKLERİ
SUNUŞ YOLUYLA ÖĞRETME
(ALIŞ YOLU İLE ÖĞRENME-ASUBEL)
     Sunuş yoluyla öğretim; özellikle kavram, genelleme ve sınıflamaların yani bilgi düzeyindeki hedef-davranışların öğretiminde kullanılan bir yaklaşımdır. Sunuş yoluyla öğretim stratejisinin ezberden ziyade anlamlı bir öğrenmeyi ortaya çıkarması için başlangıçta öğretmenin öğrenilecek bilgileri kendi içinde anlamlı ve organize bir bütün haline getirmesi gerekir. Aynı şekilde öğrencinin de anlamlı öğrenme için hazırlanması gerekir. Bilginin, ilke ve genellemelerin etkin bir öğretme-öğrenme süreci için belli bir düzen ve aşamalılık içinde aktarılması ve tümden­gelim yaklaşımı yoluyla öğrenmeyi içerir. Herhangi bir konu ile ilgili ön öğrenmenin yeterli olmadığı ve konunun yeni öğrenilmeye başlandığı durumlarda sunuş yokuyla öğretim, öğrenmeyi daha etkili olarak sağlamaktadır. Öğretmenler sunuş yoluyla öğretimi kullanırken, fikirleri en somut yollarla, öğrencinin çok sayıda duyu organını harekete geçirecek biçimde sunmaları gerekmektedir. Kavram haritaları anlamlı öğrenme için kullanılan bir tekniktir.
1.     Dersin veya ünitenin giriş etkinliklerinde kullanılır.
2.     Kavram ilke ve genellemelerin açıklanmasında kullanılır.
3.     Tümdengelim yaklaşımı esas alınır(genelden özele)
4.     Öğrenci verilen ilke kavram ve genellemeleri anlamlandırabilmek için aşamalı bir sıra izlenmeli ve öğrenme somutlaştırılmalıdır.
5.     Sunuşunda bütün öğrencilerin anlayabileceği bir dil kullanmalı
6.     Öğrencileri neleri öğrenecekleri konusunda bilgilendirmeli
7.     Sunuşunu ses tonu değişiklikleri, jest ve mimiklerle desteklemeli
8.     Sunuşunu, önemli kısımları toplayarak bitirmeli
9.     Öğretme ve öğrenme sürecinde öğretmen aktif olmalıdır.
10.   Ön koşul öğrenmeler önemlidir.
11.   Öğrenme süreci ardışıklık izlemelidir.


BULUŞ YOLUYLA ÖĞRETME(KEŞFEDEREK ÖĞRENME BRUNER)
Öğrencinin kavram, ilke ve genellemelere ulaşmasını sağlayacak öğretme-öğrenme or­tamının düzenlenmesi ve tümevarımsal yak­laşım yoluyla öğrenmeyi içerir. Bruner’a göre öğrenciyi harekete geçiren en büyük güdü merak,başarılı olma ve birlikte çalışmadır. Öğretmen öğrencilerin öğrenme sürecine aktif katılımını sağlamak için, öğrenme-öğretmen sürecinin başında, öğrencilere meraklarını uyandıracak bir problem durumu vermeli veya bir soru sormalıdır.
Buluş yoluyla öğrenme yaklaşımında, öğretmenin görevi öğrenciye rehberlik etmektir. Öğrenci deneyimleri yoluyla yaparak yaşararak öğrenir.Öğrenici merkezli bir anlayış olmalıdır.Öğrenciye bilgiler sunmaktan ziyade, öğrenci bireysel gözlem ve deneyimleri sonucunda öğrenir.. Öğrenci öğrenme ortamında bağımsız hareket etmelidir. Tümevarım akıl yürütme yoluyla öğrenmeyi sağlayan bu yaklaşımda esas örneklerden kurallara ve genellemelere ulaşma süreci kullanılır. Sonuçta kural ya da bilgi yapısını keşfeden öğrencidir. Keşfetme yoluyla öğrenmeyi sağlamak kuşkusuz kolay değildir
Buluş Yoluyla Öğretimin etkili bir şekilde gerçekleşmesi için:
1.      Özellikle üst düzeyli hedef-davranışların (Kavrama-sentez) öğrencilere kazandırılmasında kullanılmalıdır.
2.      Öğretmen stratejiyi önceden çok iyi planlamalıdır.
3.      Öğrencilere verilecek örnek durumlar  önceden hazırlanmalıdır.
4.      Yönlendirici sorularla öğrenciler cevabı tahmin etme konusunda cesaretlenmelidir.
5.      Stratejinin uygulanması esnasında değişik yöntem, araç-gereçler ve oyunlar kullanılmalıdır.
6.      Dersle doğrudan ilgili olmayan konularda da olsa öğrencilerin merakını doyurmaya önem verilmelidir.
7.      Ders konusuyla ilgili alanlarda çok sayıda zıt örnekler kullanıl­malıdır.
8.      Örneklere, alıştırmalara ve öğrenci etkinliklerine yeterince zaman ayrılmalıdır.


ARAŞTIRMA-İNCELEME    YOLUYLA ÖĞRETME (SUCHMAN J. DEWEY)
 Suchman ve J. Dewey tarafından geliştirilmiştir. Öğrencilere araştırma etkinliklerini problem çözme yoluyla öğretmeyi amaçlar, öğrenci­ler bir öğrenme konusu üzerinde bilimsel yöntemin (problem çözme süreci) basamak­larını kullanarak öğrenmeyi gerçekleştirir. Öğretmenin öğrencilerden verdiği bir konu ile ilgili değişik kaynaklardan bilgi toplamalarını sağlaması, olayı değişik boyutlarıyla ele almalarını, bunlar arasındaki ilişkileri belirleyip sonuca ulaşmalarını sağlamasıdır. Bu durumda öğrenci olayın değişik boyutlarını ve bu boyutlar arasındaki bağlantıları ortaya koyarsa en üst düzeyde öğrenme gerçekleşmiş olur. Araştırma yoluyla öğretim modellerinde öğrenci kendi gayretleriyle öğrenir; öğretmen öğrenciyi araştırmaya, incelemeye yönlendirir.  Modelde öğrenci etkinlikleri ön plandadır. Bu yaklaşımda öğrenci problemi hisseder,tanımlar, problemin çözümü için hipotezler kurar, hipotezlerin sınanması için veri toplar ve verileri değerlendirerek sonuca ulaşır.


1.      Bu yaklaşımda problem çözme, örnek olay, laboratuar yöntemleri, deney, gezi, gözlem gibi teknikler etkili bir şekilde kullanılabilir. Bu strateji, bilimin anlaşılmasına, yaratıcı düşüncenin kullanılmasına, bilgiyi inceleme, analiz etme ve üretme becerilerini geliştirilmesine imkan sağlar.
2.      Özellikle uygulama ve daha üst düzeydeki hedef-davranışların öğrencilere kazandırılmasında kullanılır.
3.      Sınıf içi ve dışı öğretim yöntem ve tekniklerinin kullanılmasını gerektirir. Yaparak yaşayarak öğrenme ilkesini temele alır.
4.      Tümevarım ve tümdengelim akıl yürütme yollarının birlikte kullanılmasını gerektirir.
5.      Öğrenci  problem uygulamanın merkezindedir.
6.      Problem çözme, yansıtıcı düşünme, eleştirel düşünme ve karar verme gibi üst düzey düşünme becerilerini temele alır.

İŞBİRLİKÇİ (KUBAŞIK) ÖĞRENME (JOHNSON VYGOTSKY-SLAVİN)
İşbirlikli öğrenme değişik yetenek, cinsiyet, ve sosyal beceri düzeylerinden gelen öğrencilerin ortak bir amaç doğrultusunda küçük gruplar halinde çalışarak ve birbirlerinin öğrenmesine yardım ederek öğrenmeyi gerçekleştirmeleri sürecidir. Öğrenciler   arasında  birbirinden   öğrenme,işbirliği, görev paylaşımı, sorumluluk, arkadaşlık bağlarını güçlendirme ve grup etkile­şimini sağlamada kullanılır. İşbirliğine dayalı öğretimin en önemli özelliği öğrencilerin ortak bir amaç doğrultusunda küçük grup­lar (takımlar) halinde birbirinin öğrenmesine yardım ederek çalışmalarıdır. İşbirliğine dayalı öğretimde, takım­ların araştırma veya tartışmaların yapıldığı konularla ilgili olarak veriler toplaması, bireysel olarak yapılan çalışmaların bir­leştirilerek grup üretimine katkısının sağlanması ve elde edilen sonuçların birlikte tartışılarak yorumlanıp ürün halinde ortaya çıkarılması söz konusudur. İşbirlikli öğrenme; karşılıklı etkileşimle ortak bir hedefe ulaşmadır.(Öğretmen bu küçük gruplar arasında dolaşarak yönlendiricilik yapar) Öğrencilerin hem kendilerini hem de arkadaşlarını kapasitelerinin sonuna kadar geliştirmeye çalışmalarıdır.


1.      Öğrencilerin öğrenmeye aktif katılımını sağlar,
2.      Farklılıkları görmelerini sağlayarak çok yönlü düşünebilme becerilerini geliştirir,
3.      Farklı kültürleri tanıma ve uyum sağlama becerilerini geliştirir,
4.      Sadece akranlarına değil konu uzmanlarına ulaşımı da sağlar,
5.      Yaratıcı güçlerinin gelişmesine katkıda bulunur,
6.      Liderlik vasıflarını fark etmelerini sağlar,
7.      İşbölümü ve işgücü paylaşımı ile daha kısa zamanda daha çok işi başarabilme becerilerini geliştirir,
8.      Topluluk kurma ve bir topluluğun bireyi olma duygusunu güçlendirir,
9.      Sinerji oluşturarak özgüven duygusunun gelişmesini sağlar.
10.    Öğrencilerde;
11.    Etkili iletişim becerisi
12.    Başkalarının düşüncelerine saygı gösterme
13.    Çok yönlü düşünme
14.    Olumlu (pozitif) bağlılık gelişir.


ÇOKLU ZEKA YAKLAŞIMI (GARDNER)
İnsanın tek bir zeka türüne değil bir çok farklı zeka türüne sahip olduğunu ileri sürmektedir. Bu kuramın temelinde biyolojik ve kültürel etkenler olduğu savunulur. Çoklu zeka kuramına göre insanda sekiz ayrı zeka türü vardır. Her bireyin zeka düzeyi özerk güçler yada yetenekler tarafından oluştuğunu ileri sürmektedir. Çoklu zeka kuramına göre çok sayıda zeka alanı vardır.  Zekalar çeşitli biçimlerde gösterilebilir. Zeka profilleri kişiye özgüdür. Zekalar güçlendirilebilir. Bir öğrenmeyi gerçekleştirmenin çeşitli yolları vardır. Sözel zeka- Doğa zeka-Uzamsal zeka-Sosyal zeka- Mantıksal-matematiksel zeka-İçsel zeka-Müziksel zeka- Bedensel zeka

 


1.      Bütün öğrenme grupları, farklı düşünme ve öğrenme stilleri olan insanların bir araya gelmesi ile oluşmuştur.
2.      Her bir öğrenme etkinliği öğrencilerin farklı düşünme ve öğrenme stillerini karşılayacak şekilde olmalıdır.
3.      Zeka insandaki beyin ve zihin sistemlerinin birbirleriyle etkileşimi sonucu ortaya çıkan çok yönlü bir olgudur.
4.      Etkili öğrenme beynin tüm zihinsel süreçlerinin yer aldığı bir öğrenmedir.
5.      Zeka öğrenilebilir ve öğretilebilir.
6.      Herkes kendi zeka alanlarını tanıyabilir ve geliştirebilir.

YAPILANDIRMACI ÖĞRENME YAKLAŞIMI (BODNER)

Yapılandırmacı kurama göre öğrenme, bireyin zihninde oluşan bir iç süreçtir. Birey dış uyaranların edilgen bir alıcısı olmayıp, onların özümleyicisi ve davranışların aktif oluşturucusudur.Yapılandırmacı öğrenme, var olanlarla yeni olan öğrenmeler arasında bağ kurma ve her yeni bilgiyi var olanlarla bütünleştirme sürecidir. Yeni bilgiler önceden yapılanmış bilgilerin üzerine bina edilir.Yapılandırmacı eğitimin en önemli özelliği, öğrenenin bilgiyi yapılandırmasına, oluşturmasına, yorumlamasına ve geliştirmesine fırsat vermesidir. Alışılmış yöntemde öğretmen bilgiyi verebilir ya da öğrenenler bilgiyi kitaplardan veya başka kaynaklardan edinebilirler. Ama bilgiyi algılamak, bilgiyi yapılandırmak ile eş anlamlı değildir Öğrenen, yeni bir bilgi ile karşılaştığında, dünyayı tanımlama ve açık ama için önceden oluşturduğu kurallarını kullanır veya algıladığı bilgiyi açıklamak için yeni kurallar oluşturur. Bir başka deyişle yapılandırmacılık çevre ile insan beyni arasında güçlü bir bağ kurmadır.

1.      Öğrenme ortamında öğrenci aktiftir.
2.      Düşünme biçimlerinin değerlendirilmesi hedeflenir
3.      Problem çözme üzerine odaklanılır
4.      Öğrencilere, üzerinde düşünecekleri somut yaşantılar kazandırılmaya çalışılır
5.      Öğrencileri buluşa yöneltecek sorular sorulur
6.      Kazandıkları somut yaşantılar üzerinde düşünmeleri sağlanır
7.      Öğrendiklerini birleştirip, bütünleştirmeye yöneltme söz konusudur
8.      Piaget'nin zihinsel gelişim kuramına dayalıdır.
9.      Öğrenenin deneyim kazanmasına ve onun bu deneyimlerini düşünmesine dayanır.
10.    Öğretmenin görevi; öğretmekle değil, öğrencilerin öğrenmelerini sağlamaktır.

PROGRAMLI  ÖĞRETİM
(SKİNNER)
Programlı öğretim, bir öğrencinin davranışsal amaçlara ulaşmasına yardım etmek üzere deneysel olarak geliştirilmiş öğrenme tekniklerinin sistematik olarak uygulanması ile desenlenmiş bir süreçtir. Programlı öğretimin özelliği canlı bir öğretmen olmadan, öğretme sürecinin kritik ve önemli fonksiyonlarını yerine getirebilmesidir.Programlı öğretim temelde, öğrenme ve öğretme kuramlarının ortaya koyduğu ilkelere dayanmaktadır. Davranışçı eğilime sahip öğretmenlerin daha çok tercih ettiği ve pekiştirme ilkelerini temel alan, bilgi parçacıklarını adım adım düzenleyerek öğrenciyi ilerlemeye yönelten öğretme-öğrenme modelidir. Programlı öğretim, ünlü psikolog Skinner’in pekiştirme ilkeleri esas alınarak ortaya atılmış bir öğretim tekniği veya bir ders biçimidir. Programlı öğretim temelde, öğretimin bireyselleştirilmesi ve hatanın en aza indirilmesi gibi iki önemli yenilik getirmektedir.

Küçük adımlar
Etkin katılım
Bireysel hız
Anında düzeltme
Başarı
1.      Programlı öğretim, öğrenimin bireyselleşmesini gerçekleştirmektedir.
2.      Bilginin özel parçalanmaya temel öğelere ayrılarak belirli bir sıraya göre düzenlenip bireysel esasa göre öğrenebileceği varsayımına dayanmaktadır.
3.      Programlı öğretimin anılan faydalarının yanında, öğretmen-öğrenci, öğrenci-öğrenci şahıs ilişkilerini ihmal etmesi, bütünsel ve verimli düşüncenin ilkelerini ihmal etmesi gibi dezavantajları vardır.

1.       
TAM ÖĞRENME (B. BLOOM)
Uygun öğrenme ortamı sağlandığında her bireyin öğrenebileceğini savunur. Öğrenmede öğretim hizmetlerinin niteliği, öğrenci özellikleri ve öğrenme ürünleri değişkenlerinin etkili olacağı belirtilir. Öğrencinin giriş özellikleri belirlendiğinde ve öğretim hizmetinin niteliği artırıldığında her öğrenci tam öğrenmeye ulaşabilir. Uygulamada, her ünitenin bitiminde izleme testleri uygulanarak eksik ve yanlış öğrenmeler belirlenir. Tamamlayıcı öğretim etkinlikleri yapıldıktan sonra yeni üniteye geçilir. Tam öğrenme modeline göre; ek zaman ve öğrenme imkanları sağlandığında, hemen hemen tüm öğrenciler okulda öğretilmek istenen tüm yeni davranışları öğrenebilirler. Tam öğrenme standardına ulaşamayan öğrencilerin öğrenme eksikliklerini tamamlamak için ilave öğretim etkinlikleri planlayınız. Tekrar konuyu anlatma, örnek sayısını artırma, takım çalışmaları ya da ödev çalışmaları yaptırınız. Öğretmen veya öğretici tarafından birebir öğretim yapılabilir. Verilen ek süre içinde, öncekilerden farklı bir yöntemle öğretim yapılabilir. Programlı öğretimin olanaklarından faydalanılarak öğretim etkinlikleri düzenlenebilir. En son dersteki öğretim etkinliklerinin tekrarı yapılabilir.


Bloom’un modelinin bağımlı değişkeni öğrenme ürünleridir. Bunlar, öğrencinin bilişsel başarısı, öğrenme hızı, duyuşsal özellikleri ve becerileridir. Öğrencilerin giriş davranışlarındaki eksiklikler tamamlanır, ünitelerin içerisinde uygun öğretim etkinlikleriyle öğretim hizmetinin gerekleri yerine getirilirse öğrenme ürünleri de yüksek düzeyde olacaktır. (PEKİŞTİREÇ,İPUÇU,DÖNÜT-DÜZELTME-ETKİN KATILIM-PİDE) Öğrenmeyi belirleyen değiştirilebilir değişkenleri etkileyerek öğrenmedeki bireysel farklılıkları en aza indirmeye ve hatta yok etmeye çalışan “tam öğrenme” modelinin başarısında rol oynayan üç önemli etken şunlardır:
                1. Kazandırılacak hedef davranışların öğrenilebilmesi için gerekli önkoşul öğrenmelerin önceden gerçekleşmiş olma derecesi,
                2. Öğrencinin kendini öğrenmeye verme, öğrenme sürecine katılma derecesi,
                3. Uygulamadaki görünümü ile öğretimin öğrencinin ihtiyaçlarına uygunluk derecesi.

OKULDA ÖĞRENME MODELİ (CARROLL)

Her öğrenciye, ihtiyaç duyduğu zaman ve ek öğrenme olanakları verildiği takdirde tüm öğrencilerin belirlenen öğrenme düzeyine ulaşacakları savunulmaktadır. Bu modelin temelini ‘hızlı öğrenen ve yavaş öğrenen öğrenciler vardır’ görüşü oluşturmaktadır Okulda öğrenme modeline dayalı olarak iki temel yaklaşım geliştirilmiştir. Ancak bu öğretme yaklaşımları birbirinden tamamen farklıdır. Bunlardan biri Keller’in bireyselleştirilmiş öğretim sistemi, diğeri ise Bloom’un tam öğrenme modelidir.

Yetenek, bir öğrenme birimini, en iyi öğrenme koşullarında öğrenmek için gereken zaman miktarı olarak tanımlanmaktadır. Öğretimden yararlanma yeteneği, öğrencinin belli bir öğrenme birimini öğrenebilmesi için hazır oluşudur. Bu öğe, yetenek öğesi ile ilişkili olduğu gibi, öğrencinin yeni öğrenme birimiyle ilgili kazanmış olması gerekli önkoşul öğrenmelere sahip olma düzeyini de kapsar. Sebat, öğrencinin gönüllü olarak öğrenmeye harcadığı zaman miktarıdır. Sebat büyük ölçüde öğrencinin güdülenmesinin bir ürünüdür.Fırsat, öğretme işlemlerine aittir. Öğrenme için verilen zaman miktarı olarak tanımlanmaktadır. Öğretimin niteliği, yeteneğe bağlı olan sürenin dışında ek zaman gerektirmeyecek öğretme hizmetini betimlemektedir.


TEMEL ÖĞRETME MODELİ (GLASER)
Model, sistem yaklaşımı ile geliştirilmiş, öğrenme öğretme süreciyle ilgili çok sayıdaki olgunun, kavramın, ilkenin örgütlenmesini ve sürecin basit olarak algılanmasını sağlayan bir modeldir. Temel öğretim modeli öğretme sürecini dört temel öğeye ayırmaktadır. Bu öğeler: 1. Öğretim hedefleri, 2. Giriş davranışları, 3. Öğretim işlemleri, 4. Değerlendirmedir. Temel öğretim modelinin ilk öğesi, öğretim hedefleridir. Hedef öğretme süreci sonucunda öğrencilere kazandırılmak istenilen özelliklen gösteren ifadelerdir. Öğrenme-öğretme sürecinin planlanması ve uygulanması için en önemli aşama hedeflerin belirlenmesidir. Modelin ikinci öğesi giriş davranışlarıdır Glasera göre öğretim, öğrencilerin öğrenme sürecinin başında sahip oldukları davranışlar ile başlayarak daha iyiye doğru gelişir. Modelin üçüncü öğesi öğretim işlemleridir. Glasera göre hedeflere ulaşmak için öğretim yöntem ve tekniklerinin, materyallerinin seçilmesi, öğretim yaşantılarının düzenlenmesi bu öğeyi oluşturmaktadır. Modelin son öğesi ise, değerlendirmedir. Değerlendirme süreciyle öğretimin kısa, ve uzun süreli etkisi ortaya konmaya çalışılır. Glaser bu amaçla hem norma dayalı hem de ölçüt dayanaklı testleri önermektedir. Dönüt süreci ile programdaki eksiklik ve aksaklıklar bulunarak öğretim sürecinde gerekli düzeltmelere gidilir, öğrenci davranışlarındaki eksiklikler tamamlanır
Okulda etkili öğretimi gerçekleştirmede dört öğeden oluşur

1.      Hedeflerin saptanması,
2.      Giriş davranışlarını belirlenmesi,
3.      Öğrenme-öğretme ortamının seçimi,
4.      Değerlendirme öğretim tasa­rımını ele alan bir modeldir.







ÖĞRETİM YÖNTEMLERİ ÖZET BİLGİLER

YÖNTEM
KULLANIMI
ÖZELLİKLERİ
ANLATIM
 Daha çok sunuş yoluyla öğretim stratejisinde /    Derse giriş yaparken Konuyla ilgili bilgiyi aktarırken / Bilgi düzeyindeki davranışların kazandırılmasında / Soyut konuların işlenmesinde  / Yeni bir konuya giriş yaparken / Dersin bitiminde özetleme yaparken / Ders ya da konuya ilgi çekmek isterken / öğrenciler küçük grup ya da bireysel etkinliklere başla­madan önce ortak altyapı ve temel bilgileri sunarken kullanılır. En eski yöntemdir. Düşünceler belli bir sıraya göre açıklanır. Öğretmen iyi bir şekilde anlattığında öğrenci konuyu kolay birleştirir. Öğrencide, dinleme, anlatma ve ana dile hakim olma yeteneği gelişir.Soyut kavramların öğrenilmesinde çok işe yarar. Az bir çabayla herkes tarafından uygulanabilir. Zamandan tasarruf sağlar
1.      Öğretmen merkezlidir.
2.      Aynı anda çok sayıda kişiye bilgi aktarılır.
3.      Dinleyenler konuyla ilgili organize görüş kazanır.
4.      Öğrencilere kısa zamanda çok bilgi verilir.
5.      Düz anlatımın uzunluğu öğrenciyi sıkmayacak şekilde hazırlanmalıdır.
6.      Konuşmacı konu dışına çıkmamaya özen göstermelidir.
7.      Konuşma dili açık ve anlaşılır olmalıdır.
8.      Anlatın sırasında, ses tonu, görsel-işitsel araçlar, ipuçları, espriler v.b. kullanılarak öğrencinin dikkati uyanık tutulmalıdır.

TARTIŞMA
 Buluş yoluyla öğretim stratejisinin kullanımında  / Kavrama düzeyindeki davranışların kazandırılmasında / Bir konu üzerinde öğrencileri düşünmeye yöneltmede / iyi anlaşılmayan noktaları açıklamada /  Verilen bilgileri pekiştirmede  / Daha çok bir konunun kavranması aşamasında s Karşılıklı olarak görüşler ortaya konurken  Bir problemin çözüm yollarını ararken ve değerlendirme çalışmaları yaparken kullanılır. Demokratik beceriler kazandır. Bu yöntem, bazı ünite çalışmalarının iyice anlaşılmasına sağlamak için, bir film, gösteri veya deneyden sonra, öğrencilerin eski yaşantılarını konu ile bağlamak için, belirli bir konuda verilecek ödevden sonra kullanılabilir
1.      Öğretmen-öğrenci etkileşimi söz konusudur.
2.      Öğrencilere geçmiş yaşantılarından örnekler vermesi için imkan sağlar.
3.      Öğrencilerin bir konu üzerinde kendi düşüncelerini
söylemesi ve yorum yapmasını sağlar.
4.      Analiz, sentez ve değerlendirme gücü kazandırır.
5.      Görüşlerin incelenmesini ve önce öğretilenlerle ilgi kurulmasını sağlar.
6.      Öğrencide var olan ilgiyi genişlettiği gibi, yeni ilgilerde uyandırır.
7.      Öğrencinin konuyu çözümleme, kavrama ve yorumlama yeteneğini geliştirir.
8.      İnsana bildiğini ortaya koyma fırsatını sağlar.



ÖRNEK OLAY
(VAKA ANALİZİ)
 Daha çok buluş yoluyla öğretme yaklaşımında ve kav­rama düzeyindeki davranışların kazandırılmasında Gerçek hayatta karşılaşılan bir olay, durum ya da konu­nun içindeki problemlerin sınıf ortamında tartışılarak çö­zülmesi yoluyla öğrenimin sağlanması önemli görüldü­ğünde  Öğrencilere bir konuyu ya da beceriyi kazandırırken  Bir konuda uygulama yaptırırken kullanılır. Gerçek yaşama en yakın yöntemlerden biridir. Kuram ve uygulama arasındaki boşluğu doldurur. Sınıfta alınacak örnek olayda temel ayrıntılar iyi belirlenmelidir.Örnek olayda ana bir problem olmalıdır.Problemin analiz edilmesi istenmelidir
1.      Öğrenci merkezlidir.
2.      Öğrenciler, bildiklerini ve kavradıklarını gerçek bir du­rumda uygulama şansı bulurlar.
3.      Bir problemi çözmeyi, analiz edip sonuca ulaşmayı öğretir.
4.      Belli bir sorunla ilgilendikleri için, ilgi güdü ve istekleri yüksektir.
5.      Ders dışında materyallerden yararlanma imkanına kavuşurlar.
6.      Problem çözme becerisi ve alışkanlığını geliştirir.
7.      Kavrama analiz sentez ve değerlendirme becerisi kazandırır.

GÖSTERİP YAPTIRMA
 Daha çok uygulama düzeyindeki davranışların ve psikomotor becerilerin kazandırılmasında Öğrenciye ne yapılacağını söylemenin yetersiz kaldığı ayrıca nasıl yapılacağını da göstermenin gerekli olduğu durumlarda / Bir işlemin uygulanmasını, bir araç gerecin çalıştırılma­sını önce gösterip açıklama; sonra da öğrenciye alıştır­ma ve uygulama yaptırırken Bir konuya ilişkin bilgilerin beceriye dönüştürülmesi için gerekli uygulamaların yapılması aşamasında İşlemin uygulanmasını, bir araç gerecin çalıştırılmasını gösterme ve açıklama öğretmen merkezli; alıştırma ve uygulama yapma işlemi öğrenci merkezlidir.Daha çok devinişsel (psiko-motor) becerilerin kazandırılmasında etkilidir.Yaparak yaşayarak öğrenme temellidir.

1.      İşlemin uygulanmasını, bir araç gerecin çalıştırılmasını
gösterme ve açıklama öğretmen merkezli; alıştırma ve
uygulama yapma işlemi öğrenci merkezlidir.
2.      Öğrencileri motive etmek ve ilgilerini çekmek için etkili bir yöntemdir.
3.      Teorik bilgileri uygulama fırsatı verir.
4.      Öğretmenin çok zamanını alabilir.
5.      Öğretmenin kendine güven kazanabilmesi için önceden prova yapması gerekir.
6.      Her konuya uyarlanamaz
PROBLEM ÇÖME
Araştırma yoluyla ve buluş yoluyla öğretim yaklaşımla­rında
Bilişsel alanın uygulama, analiz, sentez ve değerlendir­me düzeyindeki (üst düzey) davranışların kazandırılma­sında
 Bir problemin çözümünde, genelleme ve sentez yapma­da kullanılır.Bir problemin değişik boyutlarıyla ele alınması, formüle edilmesi, problemin çözümü için gerekli verilerin değerlendirilmesi, eldeki imkan ve araçların problemin çözümünde etkili olarak kullanılması gibi süreçleri içeren bir öğretim yöntemidir. Öğrencilerin, öğretme  öğrenme etkinliklerine aktif olarak katılmalarını sağlar. Her problemin birden fazla çözüm yolu olabileceği düşünülmelidir.

1.      Öğrenci merkezlidir
2.      Öğrencide ilgi ve güdülenmeyi arttırır.
3.      Daha kalıcı izli öğrenmeler gerçekleşir.
4.      Bilimsel yöntemi kullanmayı öğretir ve bilimsel tutumu kazandırır.
5.      Seçilen problem öğrencilerin ilgisini çekecek nitelikte olmalıdır.
6.      Problemler ders kitaplarından değil gerçek hayattan
seçilmelidir.
7.      Her problemin birden fazla çözüm yolu olabileceği düşünülmelidir.

PROJE
Araştırma yoluyla öğretimde ve üst düzey davranışların kazandırılmasında  Bir konunun öğretiminde doğrudan bir uygulama olarak değil ancak bu öğretime destek amacıyla  Bireysel ve grupla öğrenmeye ve okul ile gerçek hayat arasında bağ kurulmasına önem verildiğinde Disiplinler arası çalışmalarda Süreç boyunca çalışmalar önemli görüldüğünde kullanılır. Öğrencilerin grup olarak yada bireysel olarak bir problem yada senaryo üzerinde yerine getirdiği bir tür problem çözme etkinliğidir. Bu yöntemde genelde öğrencinin bireysel ve grup olarak gerçekleştirdiği öğrenme etkinliğinin sonucunda bir ürün yada performans ortaya koy­ması söz konusudur. Öğrenciler gerçek yaşamla oluşturduğu ürünleri ve performanslarını birleştirir.Problem çözme becerilerini ve probleme dayalı öğrenme becerilerini geliştirir.Değişik konularda proje yoluyla kazandığı bilgi ve becerilerini uygulama fırsatı bulur
1.      Sınıf içinde ve dışında yürütülür.
2.      Öğrenciler bireysel ya da gruplar halinde kendi ilgi ve isteklerine göre konu seçerler.
3.      Öğretmenin rehberliğinde serbest çalışmalar yapılır.
4.      Araştırma, işbirliği içinde çalışma ve üst düzey düşünme becerilerini geliştirir.
5.      Problem çözme sürecini ve bilimsel yöntemi kullanarak konular üzerinde çalışılır.
  1. Öğrenciyi özerk, tasarımcı, yaratıcı ve üretken kılar.
  2. Araştırma ve üst düzey düşünme becerilerini geliştirir.
  3. Başarı için işbirliği içinde çalışma becerilerini geliştirir.
  4. Öğrencinin ürün dosyasını zenginleştirir.
  5. Öğrencilerin öğrenme becerilerini geliştirir ve zenginleştirir.
1.       
BİREYSEL ÇALIŞMA
 Araştırma yoluyla öğretime uygun durumlarda Bilişsel alanın uygulama, analiz ve sentez basamaklarındaki davranışların kazandırılmasında  Öğrenci kendi başına bir konuyu öğrenmek istediğinde veya kendi başına çalışma yapmak istediğinde S Bireyin konuyu yaparak yaşayarak öğrenmesinde kullanılır.Oto-didaktik  süreçlerde oto kontrol gerektiren bir süreçtir.
2.      Öğrenci merkezlidir
3.      Öğrenci, yaparak ve yaşayarak öğrenir.
4.      Öğrenciler öğrenme durumlarını kendilerine göre ayarlar.
5.      Öğretim, öğrencinin ilgi, ihtiyaç ve yeteneklerine uygun olarak gerçekleşir.



ÖĞRETİM TEKNİKLERİ ÖZET BİLGİLER

TEKNİK
KULLANIMI
ÖZELLİKLERİ
BEYİN FIRTINASI
        Bir soruna çözüm bulmak amacıyla, bireylerin eleştiriye yer vermeyen bir ortamda düşüncelerini açıkladıkları, orijinal fikirlerin üretimini sağlamayı hedeflemektedir. Katılımcıların hayal güçlerini kullanmalarını sağlayan ve yaratı­cılıklarını yüreklendirici bir sorun çözme tekniğidir Buluş fırtınası olacakta adlandırılır. Başarılı bir beyin fırtınasında: Değerlendirmenin sonraya bırakılması, Serbest ve neşeli bir ortam yaratılması, Olabildiğince çok miktarda fikir üretilmesinin sağlanması, Önerilen fikirlerin gruplanması ve geliştirilmesi çok önemlidir. Beyin fırtınası süreci, kesinlikle herhangi bir kayıt cihazına kay­dedilmemelidir. kesinlikle izleyici ya da konuk birinin alın­mamasına özen gösterilmesidir.
1.      Toplantının amacı ya da sorunun ne olduğu belirtilmeli,
2.      Zaman sınırı belirlenmeli ve bu süre içinde herkesin katkı getirmesi istenmeli,
3.      Toplantı sonunda tartışmalara devam edilip edilmeyeceğine karar verilmelidir.
4.      Düşüncelerin üretilmesine ve gelişti­rilmesine önem verilmeli
5.      Düşüncelerin niteliğe de niceliğe de önem verilmeli
6.      Özendirici bir ortam oluşturularak ka­tılımcıların serbest konuşabilmeleri­nin sağlanmalı
7.      Düşüncelerin ifadesi sırasında eleşti­rilerin önlenmesi, değerlendirilmenin sonraya bırakılmalı

SORU-CEVAP
         Soru sorma, öğrencilerin öğrenme sürecine katılması amacını taşıyan, kar­şılıklı etkileşim içeren bir süreçtir”. Öğ­retmenin düzenlediği soruların öğrencilere sorulması anlamına gelen bu teknikte öğretmenler; soruların düzeyini, türünü ve soru oluş­turma yollarını çok iyi bilmelidirler. Sorular bilişsel alanın bilgi, kav­rama, uygulama, analiz, sentez ve değerlendirme düzeylerinin her biri için düzenlenebilir. Soru-cevap tekniği öğrencilere düşünme ve konuşma alışkanlıklarını kazandırma bakımından önemlidir. Hemen hemen dersin her aşamasında ve her dersin öğretiminde kullanılır. 1- Dersin başlarında düşük düzeyli sorular sorun, daha sonra yüksek düzeyli sorulara geçin.2. Konu ile ilgili farklı düzeylerde sorular geliştirin.
3. Soruların öğretim hedefleri ile ilişkili olmasını sağlayın.4. Çoğu zaman öğrencilerin doğru yanıtlayabileceği sorular sorun.5. Soru sorarken doğrudan ve açık anlatım kullanın; öğren­cilerin anlayabileceği sözcükler seçin.
  1. Herkesin cevabı bulmak için düşünmesi sağlanmalı, daha sonra cevaplayacak kişi seçilmelidir.
  2. Gönüllü öğrencilere öncelik verilmelidir.
  3. Kolay sorular gruba göre öğrenmesi yavaş olan öğrencilere sorulmalıdır.
  4. Yanlış cevap veren öğrenciler küçük düşürülmemeli aşağılanmamalıdır.
  5. Sorular sınıfta bulunan tüm öğrencilere adaletli bir şekilde yöneltilmelidir.
6.      Doğru cevaplan pekiştirilmelidir. Yanlış cevaplarda dönüt ve düzeltme kullanılmalıdır
7.      Öğrencilerin analitik ve yaratıcı düşünme yeteneklerini geliştirir.
8.      Öğrencilerin derse aktif olarak katılmalarına olanak sağlar.

GÖSTERİ-(DEMOSTRASYON)
        Gösteri yöntemi öğretmenin öğrencilerin gözlerinin önünde bir şeyin nasıl yapılacağını göstermesi veya bir prensibi açıklamak üzere yaptığı deneyleri içeren bir yöntemdir. Daha çok görsel iletişime dayanır. Bu özelliği ile öğrenciye öğretilen bilgilerin kalıcı olmasını sağlar ve hem de bu bilgilerin beceriye dönüşmeleri sağlanır. Bu yöntem, daha çok uygulama düzeyindeki davranışların öğrencilere kazandırılmasında etkilidir. Sosyal beceri kazandırmada etkisizdir. Tüm gösterilerin öğretmen tarafından yapılması zorunluluğu yoktur. Gerektiğinde öğrenciler, bunu kendi aralarında da yapabilirler. Bu sayede kendi yeteneklerini geliştirme ve başkalarıyla iletişim kurma olanağını bulabilirler.

1.      Yapılacak deney ve gösteriler daha önceden öğretmen tarafından planlanmalıdır. Mümkünse öğretmen önce kendisi bir defa yapmalıdır.
2.      Gösteri esnasında kullanılacak araç ve gereçler önceden hazırlanmalıdır.
3.      Öğrencilere yapılacak gösteriler basitten zora doğru bir sıra ile ve aşama aşama yapılmalıdır.
4.      Dershane, atölye ve laboratuarda gerekli güvenlik önlemleri alınmalıdır.
5.      Yapılan işin veya deneyin ana hatları ve neticeleri tahtaya yazılmalıdır.


MİKRO ÖĞETİM
        Mikro öğretim önceden özenle belirlenmiş kritik öğretim becerilerinin kontrollü bir ortamda öğretmen adaylarınca kazanılmasına yönelik bir eğitim teknolojisi uygulamasıdır. Yüz yüze eğitimin gerçekleşmesi için uygulaması uygun bir tekniktir. Öğret-tekrar öğret akışı söz konusudur. Daha çok öğretmen eğitiminde kullanılan bir tekniktir. Öğretmen adaylarına hizmet öncesi deneyim kazandırır. Öğretmen adayının gerçekleştirdiği öğrenme-öğretme sürecine ilişkin sürenin (beş-yirmi dakika arası) kaydedilmesi, bu kaydın izlenilmesi ve tartışılması bu tekniğin uygulanmasına örnektir. Mikro öğretim, yüz yüze eğitimin gerçekleştirilmesi için sınıf içinde uygulanan bir tekniktir. Mikro öğretimde, başarısızlık tehlikesinin düşük, öğretme yeteneği olanaklarının yüksek olduğu yapay ortamlarda öğretmen adaylarına hizmet öncesi deneyim kazandırılır.
  1. Hizmet öncesi Öğretmen eğitiminde kullanılır.
  2. Öğrenci sayısının az olması önemlidir.
  3. Dersler 5-15 dk. tutularak oluşan süreç içinde kaydedilir.
  4. Kaydedilen süreç sınıf içinde izlenerek tartışılır.
  5. Öğretim becerileri gözlem ve dönütlere göre tekrarlanır böylelikle bu beceriler geliştirilmeye çalışılır.
  6. Kazandıkları bilgi ve becerileri uygulamaya aktarmalarını sağlar
  7. Çeşitli becerileri deneyerek, deneyim kazanmalarını sağlar
  8. Araştırma yeteneklerini geliştirir
  9. Kendilerine olan güvenlerini arttırır
  10. Kaygı düzeylerini azaltır
  11. Kendilerini değerlendirme olanağı sağlar



DRAMA
Bir sözcüğü, bir kavramı, bir davranışı, bir tümceyi, bir fikri bir yaşantıyı veya bir olayı; doğaçlama, rol oynama gibi tiyatro ya da drama tekniklerinden yararlanarak, bir grup çalışması içinde oyun veya oyunlar geliştirerek, eski bilişsel örüntülerin yardımıyla yeniden yapılandırmaya yönelik etkinlikler sürecidir.Bir başka yaklaşımla, yaratıcı drama, önceden yazılmış bir metin olmaksızın katılımcıların kendi yaratıcı buluşları, özgün düşünceleri, öznel anıları ve bilgilerine dayanarak oluşturdukları eylem durumları ve doğaçlama canlandırmalardır. Drama, öğrenciler hangi durumlarda nasıl davranmaları gerektiğini yaşayarak öğrenmelerini sağlayan bir öğretme tekniğidir. Problem çözme ve iletişim kurma yeteneğini geliştirir. Bu teknik bilinen en eski tekniklerden birisidir. Çok kullanışlı ve yararlı olduğu için günümüzde okullarda yaygın olarak kullanılmaktadır.Drama tekniğinin iki türü vardır. Bunlar; Biçimsel ve Doğal Drama teknikleridir.

1.      Etkili ve dikkatli dinleme yeteneğini geliştirir.
2.      Kişinin kendine olan güvenini arttırır.
3.      Anlama yeteneğini ve yaratıcılığı arttırır.
4.      Akıcı konuşmayı geliştirir.
5.      Dile hakimiyeti ve ifade yeteneğini geliştirir.
6.      Bilgilerin etkin kullanımını sağlayarak onları pekiştirir.
7.      Tek taraflı olmayıp hem oyuncuya hem de seyirciye yöneliktir.
8.      Demokrasi eğitimine destek  olur.
9.      Hazırlanması ve uygulanması çok zaman alır.
10.    Değerlendirilmesi güçtür.
11.    Her zaman istekli öğrenci bulunamayabilir.
12.    Maliyetli olabilir.
13.    Öğrenme sadece drama sürecinde rol alan öğrenciler ile sınırlı olabilir.




ROL YAPMA(OYNAMA)
      Rol yapma öğrencinin kendi duygu ve düşüncelerini başka bir kişiliğe girerek ifade etmesini sağlayan bir öğretme tekniğidir.
Rol yapma sosyo drama ve psiko drama olarak da adlandırılır. Diğer bir tanımla öğrencilere, insan ilişkileri konusunda daha çok bilgi, çok bilgi beceri anlayış kazandırmayı öngören ve oyun (drama) tekniklerinden yararlanma temeline dayalı deneysel bir eğitim tekniğidir. Rol yapma yöntemi özellikle duygu ve becerilerin kazandırılmasında etkilidir. Örneğin bir oyun esnasında öğrenciler kendilerini bir başkasının yerine koyar, onların duygu ve düşüncelerini ifade etmeye çalışırlar. Bunları yaparken de rol yapma sanatını öğrenirler. Öğrencinin kendi duygu ve düşüncelerinin, başka bir kişiliğe girerek ifade etmesini sağlayan bir tekniktir. Öğrenci kendisini başka birinin yerine koyar duygu, sezgi, sempati, öfke ve sevgi gibi özellikler yaşanır.Örneğin : zorba birisini canlandırarak düşmanlık ve sinirlilik duyguları yaşanarak sinirliliği öğrenebilir.


1.      Öğrenciler duygu ve düşüncelerini sözlü olarak açıklama imkanı elde ederler.
2.      Öğrenciler sosyal beceriler kazanırlar.
3.      Öğrenciler yaparak ve yaşayarak öğrenme imkanı elde ederler.
4.      Sadece bilişsel alanda değil, duyuşsal ve psikomotor alan ile ilgili birçok öğrenmeler elde ederler.
5.      Öğrenciler sözsüz iletişim biçimlerini (beden dili) öğrenirler.
6.      Öğrenci bizzat katıldığı faaliyetten deneyim elde eder.
7.      Öğrenci güdülenir.
8.      Öğrencilerin hisleri de ön plana çıkar.
9.      Konu daha kalıcı bir şekilde öğrenilir.
10.    Yaratıcılığını geliştirir
11.    Empati kurma yetenekleri geliştirir
12.    Duyuşsal ve sosyal davranışları öğrenmeleri sağlar
13.    Sosyal etkileşimlerinin artmasını sağlar
14.    Kendini ifade etme gücünü geliştirir
15.    Kendini gerçekleştirmesine yardımcı olur

BENZETİM
Benzetim sınıf içinde öğrencilerin bir olayı gerçekmiş gibi ele alıp üzerinde eğitici çalışma yapmalarına olanak sağlayan bir öğretim tekniğidir. Yani öğrenmeyi destelemek üzere gerçeğe uygun olarak geliştirilen bir model üzerinde yapılan bir öğretim yaklaşımıdır. Pilotların uçuş öncesi yapay koşullarda eğitim görmeleri, uçak bombardıman birlikleri ve astronotların eğitimi, tıpçıların kadavra üzerinde çalışmaları bu tekniğe birer örnektir. Benzetim tekniğin de süre sınırsızdır amaca ulaşılana kadar devam eder. Benzetişim tekniği savurganlığın ve oluşabilecek kazaların önüne geçilmesi açısından etkili bir yoldur. Benzetim tekniğinde öğrenci gerçek ortamda kullanmadan önce araçların işlemesini öğrenir. Benzetim tekniği bir düşünce değil bir hareket bir olaydır. Öğrenciler bu olaya katılırlar ve ona şekil verirler. Rolleri, işlevleri, görev ve sorumlulukları vardır. Problem çözme ve karar verme durumundadırlar. Bu açıdan analiz, sentez ve değerlendirme yapmak zorundadırlar. Öğretmen bu tekniği uygularken öğrencilere rolleri dağıtır, olayı tanıtır ve bir kontrolör olarak olayların dışında kalır. Problem çözme ve karar verme sürecine katılmaz.

 



1.      Bireylerin ileride alabilecekleri rollere daha iyi hazırlanmasını sağlamakta.
2.      Kavramları ve ilkeleri yaşama geçirebilme yetisini geliştirmekte.
3.      Öğrenmeye daha çok güdülemekte.
4.      Analiz ve sentez gücünü geliştirir.
5.      Bireyler arası iletişim becerilerine katkı sağlar.
6.      Canlandırılacak konu, durum veya problem eğitimin amaçlarını gerçekleştirecek nitelikte olmalıdır.
7.      Öğretmen uygulamaya başlamadan önce öğrencilere neler yapmaları gerektiği ve nelere dikkat etmeleri gerektiğini açıklamalıdır.
8.      Öğrencilerin doğal olarak hareket etmelerini söylemeli çok fazla kural konulmamalıdır.
9.      Bazı gerçek durumların benzerlerinin oluşturulması her zaman mümkün olmayabilir.
10.    Çok fazla zaman ve maliyet gerektirebilir.
11.    Zaman zaman eğitimin gerçek amaçlarından uzaklaşmasına neden olabilir.
12.    Kalabalık sınıflarda uygulamak zordur.
13.    Öğretmenin öğrenciler üzerindeki kontrolü kaybolabilir.

ALTI ŞAPKALI DÜŞÜNEME
Altı şapkalı düşünme tekniğinin amacı, bireyin düşünme etkin­liğini belli bir düzene sokarak analiz etmesini sağlamaktır. Edward De Bono Altı Şapka Modeli ile fikirler üretme ve yaratıcı olmanın yöntemini ortaya koymuştur. Düşünce ve önerilerin belli bir düzen içinde sunulması ve sistematikleşmesi için kullanılan bir yöntemdir. Şapkalar düşüncelerin ayrıştırılması için kullanılan bir semboldür. Altı Şapka için altı değişik renk kullanılmakta ve her rengin simgelediği bir düşünme sistemi bulunmaktadır. İnsan, yaşamının hemen her aşamasında büyük ya da küçük boyutlu kararlar verme durumundadır. Karar verme sürecini altı şapkalı düşünme tekniği ile öğrenenlerin kararları daha az tehlikeli, daha az olumsuz olacaktır. En azından karar veren; karar verme aşamasında riskleri, tehlikeleri, avantajları, net bilgileri ve en önemlisi de duygularını bilerek karar verecektir.


1.      Beyaz Şapka-----------------Nesnel Yaklaşım
2.      Kırmızı Şapka---------------Öznel Yaklaşım
3.      Siyah Şapka-----------------Eleştirel Yaklaşım
4.      Sarı Şapka-------------------Olumlu Yaklaşım
5.      Yeşil Şapka-----------------Yaratıcı Yaklaşım
6.      Mavi Şapka-----------------Kontrolcü Yaklaşım

EĞİTSEL OYUNLAR
Eğitsel oyunlar, öğrenilen bilgilerin pekiştirilmesini ve daha rahat bir ortamda tekrar edilmesini sağlayan etkinliklerdir. Eğitsel oyunlar özellikle öğrenmeye yönelik olmalı ve bir amaç için sınıf içinde uygulanmalıdır. Oyunlar öğrencilere neşeli ve rahat bir ortam sağlamakta, sınıf içi çalışmalara da değişiklik getirmektedir.
Eğitsel oyunlarla derste konular, ilgi çekici duruma getirilebilir, en pasif öğrencilerin bile bu etkinliklere katılmaları sağlanabilir. Değerlendirme yapılırken ödül’e başvurulabilir ancak küçük yaşlarda ödüllerin maddi olmamasına dikkat edilmeli Ödül alışkanlık yapmamalı  Ödül öğrencinin motivasyonunu sağlayıcı “teşekkür” ve “tebrik” ifadesiyle olabileceği gibi artı not verilmesiyle de yapılabilir.     Ancak başarılı olamayan öğrencilerin rencide edilmemesi gerekir





1.      Öğrenilen bilgilerin pekiştirilmesini ve daha rahat bir ortamda tekrar edilmesini sağlayan bir tekniktir.
2.      Öğrencinin çok yönlü gelişimini sağlar
3.      Öğrenciye neşeli ve rahat ortam sağlanmakta, sınıf içi çalışmalara da değişiklik getirmektedir.
4.      Konular oyuna dönüştürülerek ilgi çekici duruma getirilir
5.      Bir oyunun belli eğitsel hedeflere ulaşmak için kullanılmasıyla gerçekleştirilir.
6.      Örneğin : İngilizce dersinde kelime pratiği yapmak için söylenen kelimenin, son harfiyle başlayan yeni bir kelime söyleme oyununun oynanması

BİREYSELLEŞTİRİLMİŞ ÖĞRETİM
Özel ders alan bir öğrencinin sınıftaki öğrencilerden daha başarılı olduğu varsayılırsa, öğretimin de bireysel öğretime dönüştürülmesi olası görülmektedir. Ancak, her öğrenci için özel ders verecek öğretmen bulmak olanaksız olacağından, sınıf içinde kullanılan teknikleri değiştirerek bireysel öğretime geçiş yapmak daha akılcı bir yaklaşım olarak görünmektedir.    Bir sınıfı oluşturan öğrenciler arasında bireysel farklar vardır. Bu durum öğrencilerin öğrenme hızlarında da farklılığı ortaya koymaktadır. Öğrenciler arasındaki bireysel farklılığın giderilmesi, her öğrencinin öğrenme hızına uygun düşecek bir öğretimin yapılması, öğretimin bireyselleştirilmesi ile olası görülmektedir.    Bireysel öğretim tekniği kullanılırken öğretmen ve öğrencilere yeni roller düşmektedir. Her şeyden önce öğretim öğrenci-merkezli olmaktadır.
1.      Öğretimde, bireysel çalışmaya olduğu kadar küme çalışmasına da yer ve önem verilmiştir.
2.      Bireysel çalışmaya esas olan kendi kendine öğrenme (oto didaktik) araç ve gereçleri hazırlamada öncü olmuştur.
3.      Yaratıcı ve küme çalışmalarına yer vererek okulun, öğrencinin kişiliğinin gelişmesinde etkili olan en önemli etken olması gerektiği esasını kabul etmiştir.
4.      Öğretimi, öğrencilerin kişisel yeteneklerine göre yürütme denemesine öncülük etmiştir.
5.      Öğrencilerin yaşlarına göre öğrenebilecekleri konuları saptamak, bunları araç ve gereçlerle uygun biçimde öğrenciye sunmak ve öğrenciyi denetlemekle, öğretimi bilinçli bir hale sokmuştur
BİLGİSAYAR DESTEKLİ ÖĞRETİM

BDÖ etkili öğrenmeyi gerçekleştirmek için bilgisayar teknolojisinin avantajlarından yararlanılarak öğrenme ortama oluşturulması ve bu ortamda gerçekleştirilen öğretim etkinlikleri şeklinde tanımlanabilir. Bilgisayar destekli öğretimde, bilgisayarın öğretme sürecine öğretmenin yerine geçecek bir seçenek olarak değil, sistemi tamamlayıcı güçlendirici bir araç olarak girmesi esastır. BDÖ’de öğrencinin kendine olan güveni-özgüveni artar,daha çok bilgiye ulaşma imkanı olur,zamandan tasarruf etme imkanı,kağıt kalem kullanmaktansa daha çekici bir çalışma ortamı,fırsat eşitli (öğrenmede kısıtlama yok)kendi kendine öğrenmeyi mümkün kılar.



1.      Çeşitli zihinsel becerilerin geliştirilmesi sağlar.
2.      Sınırsız tekrar olanağı sağlanarak kalıcılığın artırılmasını sağlar.
3.      Görsel işitsel uyarıcılar açısından zengin yaşantılar sağlar.
4.      Öğrenme eksikliklerinin tespit edilmesi ve giderilmesi sağlar.
Kullanılan yazılımlar
Öğrencilerin yaş ve gelişim düzeyine uygun olmalı
1.    Dönüt ve düzeltmeyle öğrenmelerin kontrol edilmeli
2.    İçeriğin eğitim programlarından daha kapsamlı verilmeli
3.    Konuyla ilgili kavramların net ve anlaşılır bir biçimde ifade edilmeli
4.    Grafik ve ses kullanımlarıyla desteklenmeli

DENEY& LABORATUVAR (EXPERİMENTAL) TEKNİĞİ

Bilimsel bir gerçeği kanıtlamak için yapılan denemedir. Koşullar önceden belirlenmeli ve güvenlik önlemleri alınmalıdır. Öğretmen gerekli denemeleri ve hazırlıkları yaptıktan ve gerekli önlemleri aldıktan sonra gerçekleştirilir.Öğrencilerin bilgilerini gözlem ve deneyler yaparak kazandıkları, teorik bilgileri pratik olarak uyguladıkları bir yöntemdir.Günümüzde fen derslerinin yanı sıra sosyal derslerde de kullanılmaya başlanan bu yöntem, öğrencilerin el becerilerini geliştirirken, bir yandan yapılacak işi idare kabiliyeti kazandırmakta, bir yandan da analiz, sentez ve gözlem becerilerini artırmaktadır.
1.      Laboratuar yöntemiyle öğrenci deneyin nasıl düzenleneceğini, neler yapılacağını ve deneyin nasıl sonuçlandığını görür. Öğrenci, bilgi elde etme sisteminin içinde yaşar. Bütün bu aşamalarda aktif olan öğrencidir.
2.      Yöntemin duyulara hitap etmesi ve birçok duyunun kullanılmasını sağlaması öğrenmeyi kolaylaştırmaktadır.
3.      Öğretimde bireyselliğe yer verir. Öğrenme kuvvetli ve etkili olur.
4.      Yöntemin el becerilerini geliştirmesi, araştırmayı teşvik etmesi, öğrencileri aktif hale getirmesi, bilimsel ilgi uyandırması, yaratıcı düşünceyi geliştirmesi, yapılan yanlışlıklara anında müdahalenin söz konusu olması gibi başka olumlu yanları da vardır.


















TEMEL KAVRAMLAR
Öğretim Modeli: Öğretim modeli, öğretim stratejileri, yöntemleri ve tekniklerini seçme ve gerçekleştirmede etkili olan felsefi bir bakış açısı olarak tanımlayabilir.
Modeller eğitim programını şekillendirmede, Öğretim materyallerini düzenlemede, sınıfta ve diğer durumlarda Öğretimi yönlendirmede kullanılır

Öğretim Stratejisi: Dersin amaçlarına yön veren oldukça genel bir çerçevedir. Öğretim yaklaşımı olarak da ifade edilebilir. Öğretim sürecine her boyutta yön verir.

Öğretim Yöntemi: Öğretimin amaçlarına ulaşmak için öğretmenlerin öğretim amaçlarını, materyallerini, konuyu öğretim tekniklerini kullanmalarını ifade eder. Öncelikle strateji belirlenir, sonra yöntem seçilir.
Öğretim Teknikleri: Seçilen öğretim yöntemine uygun olan daha spesifik öğretimsel davranışlardır. Öğretmenlerin öğrenmeyi en iyi şekilde gerçekleştirebilmeleri için dersin içeriğine konun özelliğine göre seçtikleri yoldur.
Genel Öğretim İlkeleri
1. Çocuğa görelik ilkesi
Ders programının hazırlanmasında veya dersin işlenmesinde öğrencinin fizyolojik ve psikolojik özelliklerinin, bireysel farklılıklarının esas alınmasıdır.
2. Bilinenden bilinmeyene ilkesi
Ders kitabı hazırlarken ve sınıfta ders anlatırken, öğrencinin o zamana kadarki bilgi ve tecrübelerinden hareket ederek, yeni bilgi ve tecrübelerin bunlar üzerine kazandırılması çok daha kolay olacaktır. 
3. Somuttan soyuta ilkesi
Öğrenci mümkünse ders konusu olan eşya ve nesnelerle doğrudan karşı karşıya getirilmeli; bu mümkün olmadığı zaman o nesne veya olayın modeli, fotoğrafı veya başka bir simgesi gösterilmelidir. 
4. Yakından uzağa ilkesi
Öğrenciye öğretilecek bilgilerin düzenlenmesinde, örneklerin verilmesinde, hem doğal hem de sosyal olarak onun en yakın çevresinden hareket etmelidir.
5. Ekonomi ilkesi
Her türlü eğitim-öğretim faaliyeti en az zaman, en az emek ve enerji sarf edilerek, en yüksek verim elde edilecek şekilde düzenlenmelidir. 
6. Açıklık ilkesi
Eğer öğretmen sadece sözel anlatıma dayalı olarak ders işliyorsa, öğrencinin anlayacağı kelime ve cümle yapıları ile son derece açık ve anlamlı bir ders işlemelidir.
7. Aktivite İlkesi
Bazı ders konularını bağımsızca seçip kendine özgü tekniklerle "yaparak-yaşayarak" öğrenmesini ifade eder. Öğrencinin derste aktif olmasının hem daha iyi öğrenme sağlayacağı hem de sorumluluk, girişimcilik, bağımsızlık vs. gibi bazı ahlâkî erdemleri daha iyi geliştireceği savunulur.
8. Hayata yakınlık ilkesi
Okul ve öğretim ortamı hayattan kopuk, yapay bir ortam olmamalı; hayata yakın, oradaki gerçeklikten uzak olmayan, öğrencinin hayatla bağlantısını koparmayan bir yaşantı sunmalıdır.
9-Bütünlük İlkesi
Çocuğun eğitilecek yönlerinin bir bütün olarak alınıp değerlendirilmesini ister. Çocuk bedensel ve ruhsal kuvvetler (düşünce, duygu, irade gibi) bakımından bir bütün olarak ele alınmalıdır.  


ÖĞRETMEN, YÖNTEM YA DA TEKNİK SEÇİMİNDE NE GİBİ ÖZELLİKLERİ DİKKATE ALMALIDIR?

-           Öğretim yöntem ve tekniklerinin seçimi konusunda, öğretmenin başlıca şu özellikleri göz önüne alması yararlı olur:
-           Öğretmen kendi kişiliği, yetenekleri, bilgi ve becerilerine en uygun yöntem ya da tekniği seçmelidir. Yöntem ve teknik konusunda yeterli bilgi ve becerisi olmayan bir öğretmen, öğretme etkinliğinde başarılı olamaz. Öğretmenin seçtiği yöntem ya da tekniğin, kendi yapısına ve yeteneklerine uygun olması büyük önem taşır. Öğretmen yatkın olmadığı bir yöntem ya da tekniği kullanmada zorlanır.
-           Öğretmen, öncelikle, işlediği konuyla ilgili olarak, bilişsel, duyuşsal ve devinimsel amaçları belirlemeli; sonra da bu amaçları (davranışları) öğrencilere kazandırılmasını sağlayacak uygun yöntem ve teknikleri seçmeye özen göstermelidir.
-           Bilindiği gibi, amaç alanları birbirinden farklıdır ve bu amaç alanlarına uygun düşen yöntem ya da teknikler seçilerek öğretim etkinliğinde kullanılacak, uygun düşmeyenlere yer verilmeyecektir. Ayrıca, öğretilecek konunun niteliği ve özellikleri de yöntem ve teknik seçiminde rol oynar. İşlenen konu, hangi yöntem ya da tekniğin kullanılmasına daha elverişli ise, o yöntem ya da teknik yeğlenmelidir.
-           • Öğretmen, yöntem ya da teknik seçiminde, öğrencilerinin gelişim özelliklerini ve hazır bulunuşluk düzeylerini göz önünde bulundurmak durumundadır.
-           İlköğretimin ilk yarısına göre, ikinci yarısında öğrencilerin gelişmişlik düzeyleri yavaş yavaş farklılaşmıştır. İlk yarıda, öğrencilerin hareketlerine daha fazla olanak sağlayan yöntem ve teknikler yeğlenirken, ikinci yarıda, daha az hareket gerektiren ve düşünsel etkinliklere daha çok yer veren yöntem ve tekniklere yer verilmeye başlanır. Bu çağda öğrenciler, öğrenme-öğretme sürecinde etkin katılımla görev almalı; onların kendilerini anlatmalarına fırsat verilmelidir.
-           Öğretmen, öğrenme-öğretme ortamında, kendisinin değil, öğrencilerinin etkin olmasına olanak sağlayan yöntem ve teknikleri seçmeye çaba göstermeli; bunu yaparken de konuya ayrılan süreyi her zaman göz önünde bulundurmalıdır.
-           Öğrenciler, öğretmenin anlattıklarından çok, kendi çabalarıyla elde ettikleri bilgileri öğrenmektedir. Bu nedenle, daha çok onların etkin durumda bulunmalarına fırsat veren yöntem ve teknikler yeğlenmeli; zorunlu kalmadıkça, öğretmen kendisinin etkin olmasını gerektiren yöntem ve tekniklerden kaçınmalıdır. Ayrıca, yöntem ya da teknik seçiminde, programda konunun öğretimine ayrılan süreyi de dikkate almak gerekir. Bir konuya ayrılan süre çok kısa ise, bir küme tartışması ya da sorun çözme yöntemine yer vermek konunun
         sonuçlandırılmasını geciktirebilir.
-           Öğretmenin, yöntem ya da teknik seçimini etkileyen etmenlerden birinin de, öğretilecek öğrenci kümesinin büyüklüğü olduğu unutulmamalıdır. Öğretimde izlenen yöntem ve tekniklerin tümü, genellikle küçük kümelerde uygulanmaya daha elverişlidir. Ancak, kalabalık sınıflarda bir küme tartışması yada işbirliğine dayalı öğretim uygulamak oldukça güçtür. Kümenin büyüklüğüne uygun, doyurucu sonuçlar alınabilecek yöntem ve teknikler seçilmelidir.

SINIF DIŞI ÖĞRETİM YÖNTEMLERİ
1-ÖDEVLER, “belli bir ders konusu veya ünitesi ile ilgili olarak öğrencilerden yapmaları istenen zihinsel ve bedensel çalışmalara” denir. Ödev, öğretmenler tarafından çocukların ders dışı zamanlarda hazırlamaları için verilen; bazen derse hazırlık ve çoğu kez de derste öğrenilenleri pekiştirme, genişletme ve tamamlamayı amaçlayan çalışmalardır.
2- GEZİ, okul ve sınıf içinde yapılan eğitsel çalışmaları tamamlamak ve yaşamla bağlantısını kurmak amacıyla yapılan planlı ziyaretlerdir. Olayları gerçek görünümüyle tanıma ve bilgilerini ilk kaynaktan elde etme amacıyla bu tekniğin kullanılması etkili olmaktadır.
3-GÖZLEM, bir olayı, bir nesneyi yada bir gerçeği iyi anlamak için bu olay, nesne ya da gerçeğin türlü belirti ve koşullarını izleme ve inceleme işidir. İnceleme ise; ela alınan bir konu ya da olayın özelliklerini ve ayrıntılarını tam olarak anlamaya çalışmak için yapılan yöntemli çalışmadır. İyi bir gözlem ya da, iyi bir incelemede, amaçlı ve planlı bir çalışmayı gerektirir.
4-SERGİ, bireylerin gezip görmesi, tanıması için uygun biçimde yerleştirilmiş cisimlerin ve sanat eserlerinin tümüdür.Eğitim açısından sergi, bir konunun tanıtılması ya da bir öğretim etkinliğinin başkalarına duyurulması amacıyla düzenlenen ve görme yoluyla öğrenmeyi sağlayan bir öğretim tekniğidir
5- GÖRÜŞME, Sözlü iletişimde bireylerin çeşitli konulardaki bilgi, düşünce ve tutamları ile bunların nedenlerinin soruşturulmasıdır. Bir başka ifadeyle görüşme, bir konu ya da bir sorunla ilgili bir kişinin ya da bir uzmanın görüşlerini alma işidir, yani soru sorarak veri toplamadır.Sınıf dışı etkinliklerde öğrenciler, çeşitli konularda uzman kişilere gidip bilgi almalarıyla görüşme tekniğinden yararlanabilirler.

YENİ PRADİGMALAR
Yansıtıcı Öğretim; başkalarına önem vermeyi ön plana çıkaran, öğretimde yapılandırmacılığı esas alan bir sorgulama yaklaşımı ve yaratıcı sorun çözme etkinlikleri bütünüdür. Yansıtıcı Öğretim; öğrenci duygularını ve kabiliyetlerini ön plana çıkaran, öğrenci öğretmen iletişimini arttıran, kalıcı öğrenme sağlayan, öğretmen ve öğrenci güdülenmesini arttıran, kişilerin kendi yetenek ve ilgilerini keşfetmesini sağlayan bir metottur.
Eleştirel düşünme, bilgiyi etkili bir biçimde elde etme, değerlendirme ve kullanma yeteneğidir. Yine eleştirel düşünme, yazılı ya da sözlü anlatımların belirli mantık kuralları çerçevesinde değerlendirilmesidir. Eleştirici düşünme, bir anlatımın anlamını bulmak, onun kabul edilmesine ya da reddedilmesine karar vermek demektir.
Aktif öğrenme, öğrenme psikolojisinde özel anlam taşıyacak şekilde algılanır hale gelmiştir ve genel olarak iki şekilde tanımlanır. Aktif öğrenme, öğrencinin kendi öğrenme süreci hakkında söz sahibi olduğu bir öğrenme şeklidir. Öğrencinin kendi bilişsel yetilerini zorlayarak yapılan öğrenme şeklidir.Aktif öğrenmede alınması gereken bazı karar ve sorumlulukların hepsi öğrenci tarafından üstlenilir. Daha alt seviyelerdeki aktif öğrenmede bu karar ve sorumluluklar, değişik ağırlıklarla öğrenci-öğretmen işbirliğiyle üstlenilir.
Yaratıcılık, olmayan bir şeyi hayal edebilme, bir şeyi herkesten farklı yollarla yapabilme ve yeni fikirler geliştirebilme yeteneğidir. Başka bir deyişle yaratıcılık herkesin gördüğü şeyi aynı görüp onunla ilgili farklı şeyler düşünebilmektir. Yaratıcılık günlük olaylara ve nesnelere herkesten farklı bakabilmek ve farklı yaklaşım tarzı geliştirebilmektir. Yaratıcılık, olağan, günlük şeylerin özel olmasını, özel şeylerin de daha çok günlük hayata girip doğal şeyler olmasını sağlar.
İnternet Tabanlı Eğitim, Internet’in öğrenme-öğretme sürecinde bir amaç olarak kullanılmasına Internet yoluyla öğretim denilir.Internet yoluyla öğretimde herhangi bir konu önceden hazırlanmış yazılımlarla sunulmaktadır. Internet yoluyla yapılan öğretimde; tekrar ettirme alıştırma yaptırma, kavram, yöntem, ilke ve yasaları öğretme, sorun çözme yollarını kavratma ve gözlem ya da deney yaptırma etkinliklerini gerçekleştirebilmektedir.